Keşkelerden ve tekerrür fiilinden münezzeh bir geleceğin inşası için Bismillah diyerek söze başlayalım.  Bu kolaja ortaklık eden figürleri bir derginin sayfalarında gördüğümde dedim ki; aslında bizlere tek bir sayfada mücadeleye katılmanın bütün meziyetleri anlatılmış. Gülünç olan odur ki bizler bunları hala senelerce öğrenememişçesine yaşamaya devam ediyoruz. Aslında yapılacak olan şeyler bizlerin önüne sürekli getiriliyor ama biz onları hasır altı etmeye devam ediyoruz. Bu görselin asla süslü bir söyleme ihtiyacı yok. Yırtıcı konuşmalarda zaten zamanında yapıldı ve bitti. Normalleştiği için artık günümüzde hamaset olarak algılanır oldu. Oysa ki ben soylu bir öfke diliyordum bu davayı savunurken. Hz Ömer’in o soylu öfkesini. Yahut Hz Ali’nin ilmini, Hz Ebu Bekir’in temkinli vakur duruşunu ve Hz Osman’ın merhametini. Peygamberimizin o yolu yürürken ki teslimiyetini. Çünkü bilirsiniz ki teslimiyet cesaret ister ve bunu ancak yürekli insanlar gerçekleştirebilir. Bu duygularla yaptım bu kolajı. Biliyordum ki sadece fetih beklemek bizim için bir kurtuluş değildir. Bu zamanda fetih artık boş bir kara parçasına yapılan bir eylemdir. Bizler o topraklara sahip olduğumuzda ruhu olmayan, bütün erdemlerden bütün güzel kavramlardan sıyrılmış bir taş parçasına sahip olacağız. Çünkü asıl bize gerekli olan iç fethimizi gerçekleştirmekten aciziz. Biz Müslümanlar ne zaman gerçek fethin önce kalbimize olması gerektiğini öğreneceğiz. Vitrini ihya ederken kalpleri mahvetmiyor muyuz?
Bu kolajla sizlere tekrar neler yapabileceğiniz tek pencerede anlatmaya çalıştım. Tabi ki dergiyi hazırlayan o güzel insanların yardımıyla. Bu iş sadece aktivistlerin, gazetecilerin, akademisyenlerin yahut herhangi bir meslek grubunun işi değilir. İlimle dolmak halka inmelidir.İlim diyorum hanımlar beyler. Kalbin ve zihnin fethi için önce ilim. UNUTMAYALALIM BULANLAR ARAYANLARDIR. Ne mutlu aklını kiraya vermek yerine düşünmeye cesaret edip doğrunun peşinde olanlara.
...
Satılık değildir. Kendi koleksiyonumun bir parçasıdır.